8 Nisan 2013 Pazartesi
Previously On Ishtar (5. Ay)
Mobilite Sorunumuz Var Galiba!
Anne psikolojisi çok enteresan bişi; bebekle ilgili her türlü olumlu gelişim sevinç nidalarıyla kucaklanıp, aynı bana çekmiş bilinçaltı yaklaşımıyla özdeşleştirilirken; tüm olumsuzluklar bünyede ciddi yıkımlara sebep veriyor. Etrafla yapılan kıyaslamalar da bu dürtülerin tetikleyicisi aslında. " Valla bizimki daha 3 aylıktı, aa bi baktım, kendine kendine yüzükoyun dönmüş" cümlesini bir arkadaşımdan duyduğum an işte ben de torbaya girmiştim. İştar, daha bırak kendi kendine yüzükoyun dönmeyi, cebren ve hile ile yüzükoyun döndürdüğümüzde bile " ııh- ıhhh" deyip tekrar eski pozisyonuna dönmek için yalvarıyor, hadi ama kızım inatlaşmalarına da asla pabuç bırakmıyor. Herhangi bir emekleme gayreti içinde olmadığı gibi, ye-iç-yat felsefesini benimsemiş İştar hanım'ın yegane atraksiyonu 3 aylıktan beri yerden başarıyla kaldırabildiği kafası ve İştar yada Çağla diye seslenince " noldu?" bakışı atabilmesi.
Birlikte İlk Yılbaşımız ( Neden bloglarda hiç "İlk Regaip Kandilimiz" başlıklı entry olmaz, bi gün onu da yazıcam!)
Temmuzun ortasında 50 derecelerde, %198 bağıl nem oranlarında hayata merhaba deyip, ilk 5 ayını İzmir'de geçiren İştar'a hayatın sadece tropik iklimlerden ibaret olmadığını öğretmek maksadıyla, yılbaşına 2 gün kala Ankara'ya uçtuk. Sema teyzesinin evindeki çılgın yılbaşı eğlencesi programı ve Ankara'nın kısaca AVM'ye gitmek olarak tabir edilen son derece renkli sosyal hayatı, -3 derece soğukta bizi bekliyordu. Bir İzmirli için oldukça zorlu iklim koşullarına sahip Ankara seyahatine özel olarak alınmış kalın kaşmir bir palto, en yünlüsünden bere ve eldivenlerimizi bavula koymayı ihmal etmedik
.
Ankara seyahatimizin en güzel tarafı İştar'ın hayatı boyunca çok nadir olarak görebileceği bir takım eş dost akrabalarla tanışması ve bir çoğunun koltuğuna kusarak yada çöp sepetine kakalı bezlerini bırakarak onlarda kalıcı izler bırakmasıydı. Önce en son evlenirken gördüğüm dayıma uğradık, Fransa'da yaşayan kuzenimin de tesadüfen Christmast tatili için evde olması güzel bir sürprizdi.Oradan 3 kişilik çekirdek aile olarak eşimin amcasına ve kuzenlerine geçtik.
İştar kızım 31 Aralık günü ,yılbaşı gecesi eğlencelerine özenle hazırlanarak başladı. Her klasik Türk ailesi gibi kızıma günün anlam ve önemine istinaden noel baba temalı tulumunu giydirdim, kafasına kırmızı kukuletasını taktım. Yerde bir kaç debelenme ve bol bol poz verme sonrası yorulup sütünü de içen İştar hanım saat 9 sularında " ben biraz odama çekileceğim" diyerek istirahate ayrıldı. İlerleyen saatlerde oynanan tombala,sessiz sinema vs gibi oyunlar ve Sema'nın abla ve abisinin de yeğenlerle birlikte parti sahasını basması sonucu kalabalıklaşan evde eğlence, oyun hırsı ve içkiler gırla giderken, İştar kızım yukarıda tatlı tatlı uyuyordu. Belli bir süre sonra babasının da yanına kıvırılmasıyla nihayete eren gece, aylardır eğlenceden uzak kalmış annenin kandili sabah 6 da başka bir evde sucuk-ekmek partisinde söndürmesiyle son buldu. Neyseki İştar ben gelene kadar hiç uyanmadı!
Tabi saat 7:30 da uyanan İştar hanım için 1 Ocak sabahı da herhangi bir gündü, dolayısıyla emzirme vs gibi rutin işler için yarım saatlik uykuyla görev başında hazır olmam icap ediyordu!
Bana hayatımın en kıymetli hediyesini getiren 2012, güle güle! Vee..hoşgeldin 2013, yeni kıymetli hediyelerini bekliyorum!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder