İştar'la ilk 15 günümüz, sarılık olduğu ve 2 saatte bir emmesi gerektiği için benim açımdan tam bir kabustu. Esasen İştar o dönemde sürekli uyuyordu, kanındaki bilirubin onda uyku yapıyordu ki benim de bu çocukta sarılık var diye şüphelenip hastaneden taburcu olduğumun ertesi günü test istememin sebebi de buydu.
Sarılık tedavisinden sonra düşen bilirubin seviyesiyle birlikte İştar hanımın tatlı uykuları yerini yoğun açlık krizlerine bıraktı. Maalesef o dönem "emzirdikçe gelir, zinhar mamaya hayır" felsefesine göre hareket ettiğim için iki damla sütümle doymayan İştar,rahat uykuya dalamıyor, sık sık ağlıyordu. Neyse ki sonradan ufak ufak mama takviyesi yapmaya başlayınca uyku-uyanma düzenimiz 4 saatte bire düştü. Ancak elbette kesintisiz bir gece uykusu asla mümkün olmadı. Evet,İştar'ın gece uyanmaları 3 seferden 2 sefere, 6.ayından itibaren de 1 sefere düştü ama deliksiz uyku hiç nasip olmamıştı.. ta ki dün geceye kadar.
Akşam 9 gibi uyuyan İştar uyandığında saat sabahın 7 siydi!! Vallahi inanılacak gibi değil ama benim minik kızım yatağında mışıl mışıl uyumuştu. Peki ne oldu de dün gece böyle oldu?
1. Karnını çok iyi doyurdum.Akşam 7 de almaya geldiğimde, anneannesi İştara meyveli yoğurdunu yediriyordu. Ben de 8 civarı bir kaç kaşık 7 tahıllı kaşık maması yedirdim.9 a doğru da artık standart ölçümüz haline gelen 210 cc devam sütünü içirdim. Yani karnı tıka basa doluydu.
2. Ortopedistin verdiği zımbırtıyı takmadım. Gece 3 gibi uyanmalarında en büyük etken o alet,biliyorum.
3. Tam uykuya dalmadan yarı uyur vaziyette yatağına yatırdım ve kendi kendine uykuya dalmasını bekledim.
4.Üzerine ince bir battaniye örttüm.
5. Bir ara sesi geldi,uyanır gibi oldu, koşa koşa yanına gitmedim, bekledim. Ağlasaydı yine de bir 5 dakika bekleyip öyle müdahele ederdim.
Bir bebeğin kendi kendine uykuya dalması çok önemli çünkü uykunun ortasında hiçbir sebep yokken uyanan bebekler kendi kendine uyumayı öğrenememiş bebekler. Maalesef onları bu hale getiren de biz anneleriyiz. Bir insanın kesintisiz uyuyabilmesi kadar güzel bir şey yokken, hala sallayarak,pışpışlayarak, emzirerek, aman ses etmeyin diye etrafı terörize ederek her akşam bebeği sinir stres içinde uyutmaya çalışıyoruz. Bebek de yukarıda saydığım davranışları "uykuya dalma" kavramıyla ilişkilendiriyor ve bir şekilde uyandığında -ki hepimiz uykumuzun arasında uyanıyoruz- yeniden uykuya dalmak için bunları arıyor. E olmayınca da en iyi bildiği şeyi yapıyor: basıyor yaygarayı.
Uykunun en tatlı yerinde yaygarayı duyan anne koşarak bebeğini yatağından alıyor, bir an önce güzel uykusuna geri dönmek istediği için aynı davranışları yeniden yapıyor, bebek beklediği sonuca ulaşınca rahatlıyor ve uyuyakalıyor. Yine de uyumuyorsa zaten ya gerçekten bir sağlık sorunu vardır,3 aydan küçükse gazı vardır, açtır yada o sallanma beklerken siz sadece pışpışla yetindiğiniz içindir.
Ne olursa olsun belli bir aydan sonra çocuğunun sağlığını düşünen her annenin yapması gereken şey geceleri uyanmaya karşı mücadele etmek ve bu durumun bebeğin huyu değil,çözülmesi gereken bir sorun olduğunu kabul etmektir. Her gece 3 saatte bir uyanıp sonra uyuyamadığınızı düşünün, ne hale gelirsiniz zamanla?
Ha, İştar 9 da yattı 7 de kalktı ya, ben ne yaptım dersiniz? İştarın klasik uyanma saatleri olan saat 3 civarı, 5:30 da ve 6:15 te uyandım, kulakları diktim, bir süre uyuyamadım. Son uyanışımda ise zaten artık geri uyuyamadım. Yani deliksiz uyku uyuyan İştar oldu, ben değil :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder