3 yaştan sonra başladı bu durum. Önce okula ne giyeceğinden çıktı konu, sonra elsa,pamuk prenses vs kostümler..Ve 4 yaş itibariyle son geldiğimiz nokta İştar'ın kendi stilini yaratma çabası..
Stil dediğim de daha çok eprimiş -delik tayt ve tişörtlerin halhal yada bileklik olarak redesign edilen saç tokası ya da saç bantlarıyla kombinlenmesinden oluşuyor. Renk uyumu genellikle ton sur ton; yani külottan terliğe her şey aynı renk olmak durumunda..
Bütün yaz yukarıya odasına çıkıp , onu çıkardı, bunu giydi.Saçına garip guraba bir şeyler taktı ve o pejmurde haliyle dışarı fırladı. Tut tutabilirsen..
Bir süre sonra bu işte profesyonelleşmeye hatta beni baya baya şaşırtmaya başladı minik fare.Geçenlerde şöyle bir "look" içinde gördüm: üst kısmı bele indirilmiş dolayısıyla uzun bir etek görünümüne bürünmüş elbisenin üstüne uygun renklerde tişört, boyunda anneye ait uzun bir kolye, bilekte yan yana bir sürü takınca kalın bileklik gibi görünen lastik saç tokası, alın üstü takılan saç bandı..Çiçek çocuk mu dersin, Coachella mı dersin..
Fakat benim anlamadığım bu çocuk tak takıştır, yap yakıştır işini nereden öğreniyor? Rol model vs durumu var ise, o kişinin ben olmadığım kesin!
Okuldan gelince de ilk işimiz odaya gidip, hemen üstümüzü çıkarıp, yerine o anki keyfimize göre yeni bir şeyler giyip çıkarmak..
Uzmanlara göre yaş itibariyle son derece normal olan bu davranışlarında temel dürtü 4 yaşındaki çocuğun tercihlerini, zevklerini ortaya koyarak aslında karakterini oluşturmaya başlaması. Dünyadaki duruşunu, "ben" deyişini..
Gerçekten düzgün giyinmesi gereken durumlar hariç, giysileri konusunda İştar'a asla baskı yapmıyorum.Sadece giymesini istemediği şeyleri dolabından çıkarıp atıyorum yada saklıyorum. Okula giderken de çözümüm gayet basit aslında: sadece tayt ve tişört giyeceğini bildiğim için şifonyerinin ikinci ve üçüncü çekmecelerini bu parçalara ayırdım.Sabah okula giderken bu kombo ile birlikte bir de uygun renkte tütüyle şıklığımız tamamlanıyor. Asla giyilmeyenler kategorisinde pantolonlar, gömlekler ve şık blüzler yer alıyor.Ayrıca tarzı bize uymayan elbiselere de hayır diyoruz.
Geçmiş yıllardaki örgü ısrarı artık son buldu, hatta çoğu zaman saçımızı "kıvırcık" yani salık istiyoruz.
Sevilen giysiler ve ayakkabılar neredeyse her gün giyilmek isteniyor, dolayısıyla İştar'ın gardırobunda henüz etiketi üzerinde mallarla beraber, giyilmekten yıpranmış, çıkmayan lekelerle dolu bir sürü tütü, kostüm ve diz kısmı delik taytlar var. Hadi okulda zaten istenen tayt-eşofman giyip gelinmesi ama hiç olmazsa hafta sonları biraz daha şık şıkıdım olsa,kız çocuğu sahibi olmanın keyfine varsam, fena mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder