Arka arkaya yaşadığım iki düşükten sonra hayal dahi etmediğim bir durumdu yeniden anne olmak. İştar'ım tek yumurta ile nasıl bir tüp bebek mucizesi ise, Ayşe'm de bir o kadar spontan gebelik mucizesi oldu bize.
9 ay geldi geçti, karnım büyüdü - hatta çoook büyüdü - ama sancım yine gelmedi. Mecburen suni sancıyla hastaneye yatış yapmayı planladık.
O sabah İştar için her zamanki gibiydi.Kalktı,giyindi,okula gitti.Yalnız bu defa değişiklik olarak annesi ve anneannesi de gelmişti."Bugün kardeşin gelecek, onu almaya hastaneye gidiyoruz" dediler, tamam dedi.Epeydir bekliyordu Ayse'yi..O da kızdı kendi gibi; eski odası artık onun odasıydı.Hatta eski tulumları yıkanıp ütülenmiş, Ayşe'nin dolabına konmuştu. Her şeyden öte, o artık "abla" olacaktı, harika bişiydi bu, henüz tam olarak nasıl bişi olduğunu bilmese de."Herhalde doğum günümdeki gibi bir şeydir" diye düşünüyordu.
Annesinin ona yatmadan önce okuduğu kitaplarda hep abla olan kız çocuklarından bahsediyorlardı. Kardeşlerinin de ismi Ayşe idi, tıpkı kendisininki gibi..
O gün okul bitimi servis İştar'ı anneannenin evine bıraktı ama anneanne yerine dedesi karşıladı onu."Anneannen hastanede,annenle birlikte" dedi.Merak etmişti, annesine bir şey mi olmuştu? Sonra hatırladı, kardeşini almaya gitmişlerdi sabah.
Dedesiyle hastaneye gittiler.Ama kardeşi daha gelmemişti, bekliyordu herkes. Babaannesi de oradaydı.
Koridorda annesini gördü.Üstünde garip uzun bir elbise vardı, koluna hortum gibi bir şeyler takılıydı ama hızlı adımlarla yürüyordu.Karnı hala şişti, demek ki kardeşi daha çıkmamıştı.Hasta mıydı acaba? Endişelendi birden, üzüldü.Ağlamaya başladı..Annesi koşarak sarıldı,öptü, "Bir şeyim yok İştar, korkma , kardeşini bekliyorum sadece.Biraz inatçı galiba" dedi.
Rahatladı,demek ki her şey yolundaydı.
Dedesiyle birlikte Mavibahçe'ye gittiler, kuzeni de oradaydı.Yemek yediler, oyun oynadılar.Babası da bir ara geldi ama sonra hastaneye annesinin yanına gitti. Kuzeni de evine döndü,uykusu gelmişti.Bir şeyler oluyordu, ama neydi anlayamadı. Hiç bir şey alıştığı gibi değildi, akşam evde annesiyle olması gerektiği saatte dedesiyleydi. Dişlerini fırçalayıp uyuması gereken saatte onu hastaneye getirmişlerdi.
Annesinin sesini duyuyordu içeriden." Ne işi var el kadar çocuğun hastanede,burada mı uyurmuş.Anne sen de git,yatın işte İştar'la evinizde, zaten 5 dakikalık yerdesiniz" diye bağırıyordu.Biraz kızgın gibiydi. Endişelendi.
Annemi istiyorum diye ağlamaya başladı. Değişmişti her şey..
Anneannesiyle dedesinin arabaya bindiler ve arka koltukta çook uykusu geldi, rüya görmeye başladı.
Sabah yatağında uyandı.Nasıl buraya gelmişti, anlamadı.Babası ve Sophia teyzesi ileydi.Babası ona kocaman sarıldı: "İştar kardeşin oldu, okuldan sonra onu görmeye gidicez tamam mı " dedi..
İnanamadı..Gelmişti Ayşe..Abla olmuştu nihayet!
Giysilerini giydi, okula gitti.
Sınfta bütün arkadaşları tebrik ettiler onu.Abla olduğu için öğretmeni ona kocaman bir taç yaptı: "Ben abla oldum " yazıyordu üstünde. Çok mutluydu..
Annesini merak etti.Okuldan sonra görmeye gideceksin,şimdi annen dinleniyor dedi öğretmeni
Akşamüstü babası geldi onu almaya.İlk defa babası geliyordu okula,bu aralar her şey bir değişikti zaten.
Hastaneye gittiler.
Oradaydı.Minicik bir yatakta yatıyordu..Küçücüktü, oyuncak bebekleri gibi.Annesi de oradaydı;üstünde normalde evde giymediği pembeli gecelikler vardı, başında da bir taç.Hemen fotoğraf çekildiler.
Ayşe gelirken bir sürü hediyeler getirmişti, en çok da pamuk şeker ve Elsa bebeklerini sevdi..
Kardeşi sürekli yatıyordu ve konuşmuyordu.Annesi bazen yanına gidiyordu. "Süt zamanı geldi kardeşinin" diyordu.
Evet hatırlamıştı - sütü bardaktan değil memeden içerdi bebekler.
Ne garipti her şey..Herkes neşeliydi, etraf kalabalıktı ve en güzel şey de herkes onu tebrik ediyordu.
Abla olmak harika bir şeydi galiba..
İştar'ın Anna'sı nihayet gelmişti ve şimdilik bu bebeği çok sevmişti..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder