27 Nisan 2015 Pazartesi

Tam Gün Okul ve Günlük Hayat

İştar'ın sabah 9,akşam 5 arası okula gidiyor olması ve bakıcımızın artık haftada 2 gün temizlik ve ütüye gelmeye başlaması elbette hayatımızda bir takım değişiklikleri de beraberinde getirdi:
1. Sabah telaşesi: Her sabah kahvaltı hazırlama derdi bitti, yerine "kahvaltı saatine İştar'ı yetiştirme" derdi geldi.Zira İştar hanım 22:30 gibi uyuyor ve 08:30 gibi uyanıyor. Kahvaltı 9-9:30 arası. Yolumuz 5 dakika ama, daha gözünü yeni açmış bir çocuğu giydirmek ve evden fırlamak için  teoride  25 dakikamız var.! Eh ben de ancak o saatlerde uyandığım için, bu kadar sürede  hızla yataktan fırlayıp,sadece diş fırçalama ve -belki-saç tarama hem İştar'ı, hem kendimi hazırlayıp, bir şeyler atıştırıp,yola koyulmak için en geç  08:45'e kadar vaktimiz yani, 15 dakikamız var!Çünkü evden çıkmamız ve İştar'ı " prenses koltuğuna" -bebek koltuğuna- oturtmam neredeyse 10 dakikayı buluyor.2,5 yaşında bir çocuk için bu süre gerçekten kısa.Okulun önünde hanımefendiyi arabadan indirip, kapıya varışımız da bi 5 dakika en az.Çünkü yoldaki salyangozları incelememiz ve  o günün önemli kişisine vermek üzere çiçek toplamamız da gerekiyor.
2.Beslenme: Yemek yapmayı sevmeyen/beceremeyen bir anne olarak artık sadece akşama ne yapsam konusunu düşünmek gerçekten harika! Okulda maliyet durumlarından dolayı sebze-karbonhidrat ağırlıklı bir menü var. Eğer gerçekten menüdekinin aynısı çıkıyorsa çok iyi, gayet isabetli seçimler yapılıyor.Örneğin bugünkü menüde öğlen yemeği olarak "bahar türlüsü-bulgur pilavı-cacık" yazılmış. Akşama da protein ağırlıklı (yani hazır köfte, tavuk, et, balık vs) gibi yapması-pişirmesi kolay şeyler seçince, esasen beslenme konusu da gayet dengeli gidiyor.
3.Evde hamur işine elveda:Tam gün konseptinde ikindi kahvaltısı da dahil.Çocuklar öğle uykusundan kalkınca, karbonhidrat ağırlıklı bir menü söz konusu. Bizim evde "yapılınca dibine kadar yenen şey" kategorisinde olan kek,börek,poğaça vs gibi muzır gıdalar saat 15-15:30 gibi okulda veriliyor.Örneğin bugünkü menülerinde ikindi kahvaltısında "kumpir" yazıyor.Yarın da un kurabiyesi, bitki çayı varmış.Ohh ne ala,İştar hanım bi dilim havuçlu kek yiyecek diye kalan baton kalıbın tamamını yememize gerek kalmadı artık.Bu süreçte bir tek "meyve" ye yer kalmıyor, onu da erken akşam yemeği sonrasında , uyku öncesine elma-muz gibi "çiş getirmeyen" seçeneklerle dengelemeye "çalışıyoruz".
4. Öğle Uykusu: Normal şartlarda benimleyse arabada gidiş saatlerimizi İştar'ın uyku saatlerine denk getirmek, bakıcısı ileyse uyusun diye bin bir numaralar çekme derdine son! İştar arkadaşlarıyla koyun koyuna öğle yemeğinden hemen sonra gayet mum gibi uyuyor. Hatta şöyle de bir anektod var:Öğretmeni tam günün ilk haftasında bana "İştar kucakta uyumaya alışmış sanırım,illa yanında birini istiyor" dedi. Ben de hınzır hınzır gülümsedim,derken öğretmeni devam etti:" Neyse bu hafta öğle uykusu masalını anlatırken yanında oturdum, haftaya direkt kendisi uyumaya başlar artık"
Nassı yani? Benim kızım yanında oturup masal dinlerken uyuyabiliyor muydu yani?
Ayol genelde şöyle olmaz mı İştar'ın uyku süreci: sen yanına yatarsın, beraber Youtube'dan sevdiği bir kaç video izlenir, en az 2 kitap okunur, bir de ezberden bir masal uydurulur, kıvama gelen İştar bir sağa bir sola dönmeye ve seni tekmelemeye başlar, sen o sırada gardımı alayım falan derken yorgun düşersin ve dünya kararır.Uyandığında saat 13'te başladığın öğle uykusu macerasında saatin 15:00'e geldiğini fark edersin.İştar çaprazlama tepende yatmaktadır, boynun komple tutulmuş, soğuktan büzüşmüşsündür..Küfrederek kalkarsın ve saat 16:30  gibi  İştar'ı uyandırmaya çalışırsın ama nafile..Fosur fosur uyumaya devam eder, ancak 17:15 gibi kalkar. Böylece gece uykusu da tee 23:00 lere sarkar vs vs..
5. Sosyalleşme: İştar'ın grubunda şu an 5-6 çocuk var.Özellikle bir tanesiyle resmen kankiler.Sürekli birlikte oynuyorlar.Ben çalışan bir anneyim ve bir şekilde kızımla benim işte olduğum saatlerde başka birinin ilgilenmesi gerekiyor.İzmir gibi büyük bir şehirde yaşıyoruz ve çok acı bir durum ama 90 daireli bir blokta tam 5,5 yıldır oturmamıza rağmen ne kimseyi tanıyoruz, ne de yaşadığımız sitenin iki parkında doğru dürüst oynayan çocuk var.Benim kızıma sunabileceğim hiç bir sosyalleşme ortamı yok kısacası.Eğer tam gün okul kararını almasaydım,  bakıcısının keyfine göre organize edilmiş parka çıkma saatleri dışında evde kalacaktı.Oysa İştar -her çocuk gibi- yaşıtlarıyla birlikte olmaktan mutlu olan bir çocuk.Birlikte yada paralel oyun çok önemli.Ama keşke her şey eskisi gibi olabilse.Anneler çocuklarını da yanlarına alıp o altın günü senin, bu komşu benim günde 3-4 saat sosyalleşse ve bu annelerin çocukları da kendi aralarında oynasa.Bu süreçte yok Montessori, Waldorf yöntemleri, yok İngilizce öğrenmek vs hiç önemli değil.Yeter ki çocuklar keyfine varsın oyun oynamanın, mutlu olsunlar.Bu durumu ben de hiç yaşamadım zira benim annem de çalışan bir kadındı.Kısaca çocuğunuz sosyalleşsin istiyorsanız, 2 yaşından sonra anaokuluna gönderin.Başka türlü bu iş tam olmuyor.
6.Yorul İştar Horul İştar: Benim makus kaderim yine değişmedi.Bu sefer de İştar'ı okuldan almak için en geç 17 de işyerinden çıkmak durumundayım.Zamanında acemilikten bakıcımızla da saatleri iyi organize edemediğim için 17:30 da çıkardım.İlk gün şansımı deneyip 17:30 da çıktım, yolda öğretmeni aradı;"Bi tek İştar kaldı, ne zaman geleceksiniz?" Yahu tek çalışan anne ben miyim anlamadım ki?
Ama güzel olan tarafı İştar'ı okuldan alınca eğer hava güzelse okulun hemen arkasındaki süper bi çocuk parkına gidiyoruz, en az 1 saat orada koşturup iyice enerjisini atıyor.Üstelik park okulun happy hour partisi gibi.Okuldan çıkan çocuklar orada toplaşıyor, dolayısıyla herkes birbirini tanıyor.Ben de ev hanımı anneler ve over time service veren bakıcılarla tanış oldum bu aralar. Havanın kötü olduğu günlerde hemen ilerideki alışveriş merkezinin oyun merkezine gidiyoruz,çoğu zaman kankisi de bizle geliyor.Kısacası eve girdiğimiz 18:30 saatlerinde yorgunluktan cılkımız  çıkmış oluyor. Vee bingo: en geç 22:30 da garanti uyuyoruz ve hiiç ama hiiç uyanmıyoruz gece boyu.Harika değil mi?
7. Kişisel gelişim: Hmm bu konuda biraz kararsızım açıkçası ve söyleyecek çok sözüm var. Bir sonraki postta..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder