17 Aralık 2013 Salı

İştar Hanım 17 Aylık !

Vay be ne çabuk geçti zaman.
İştarın anne sütü aldığı, "ay ne zaman yüzükoyun döner kendi kendine" diye meraklandığımız devrelerinde 17 aylık bebekleri gözümde adam olmuş da Harvard'a başlamış gibi büyütürdüm. ( tıpkı şimdi 3 yaşına gelenleri büyüttüğüm gibi)
İştar'ın pek çok alandaki gelişimi ayıyla uyumlu yada birazdan önden gittiği için son 3-4 aydır İştar büyük sıçramalar yapmadı bize göre. Var olan yetkinlikleri  geçen zamanla beraber biraz daha arttı, hepsi bu
Tombulluktan ne sağa ne sola dönebilen, soyadının hakkını veren İştar artık basit sorularımıza basit cevaplar verebiliyor,mama sandalyesinde oturmaktan sıkılınca kendi kendine aşağıya inebiliyor, konsantrasyon süresi biraz daha uzadı; yani kahvaltı için gittiğimiz bir yerde önüne çizgi film koyunca rahat bi 15 dakika bir şeyleri yiyip sohbet edebildim.
Hayat biraz daha kolaylaştı, artık banyo küvetini pek kullanmıyoruz ( özellikle suyla oyun oynasın diye bir derdimiz yoksa), normal duş alıp çıkıyor hanımefendi. Dışarı çıkarken hazırlanan çantası tüy gibi hafif, tek derdimiz  hangi oyuncağı götürelim. (İsveç çakısı mantığında az yer kaplayan ama çok işlevli oyuncakları ilk üretebilecek firma parsayı toplayacak şimdiden söyliyeyim)
Elimi tut anneciğim dediğimde artık kaçmıyor, biraz daha sakin ve benim adımlarımla uyumlu gidebiliyoruz.
Uykusu maşallah saat gibi düzenli. Akşam en geç 21 gibi uyuyor, sabah 8 gibi uyanıyor. Öğlen 12:30 civarı da kesinlikle uykusu geliyor ve en az 2 saat kesintisiz uyuyor.
Tabi geceleri bu uzun ve verimli uykular elbette kendi yatağında değil, bizim yatağımızda yattığı için! Her akşam İştar hanım kendi yatağında uykuya başlıyor ama gecenin bir yarısı uyanıp bizi çağırıyor.Hiç itiraz etmeden onu alıp yatağa götürüyoruz. Herkes kaldığı yerden uyumaya devam ediyor. Evet, yeni uyku düzenimiz bu şimdilik ve bundan pek de gurur duymuyorum ama ne yapayım, uyku da tatlı bir yandan :)
Bildiği kelime sayısı çoğaldıkça kendini ifade etme becerisi de gelişti, artık dolaptan çıkan domatesi yerken " anne soğuk" diye beni uyarıyor. Asansöre binerken kaçıncı katta olduğumuzu gösteren tabelaya bakarak 11 diyor, ipadi  yada televizyonu gösterip bir şekilde erişemediyse "aç,aç" diye komut veriyor.
Banyo yapmak istediğinde banyonun kapısına pat pat vurup "köpük köpüüük" diyor.
Şu an dedesinin ve annesinin adını biliyor.Özellikle "mehmet" i çok net söylüyor, dedesi de mutluluktan havaya uçuyor tabi. Sırada baba ,babaanne ve diğer dedesinin isimleri var.
Başka çocuklarla oynamaya süper meraklı ve hevesli. Parklardan korkuyoruz çünkü maalesef hala hapur hupur kum,taş,çakıl yiyor.  Ama parka gitmek de şu an günlük yaptığımız yegane sosyalleşme.Evimizden biraz uzakta tartan zeminli bir park keşfettim, bundan sonra adresimiz orası olacak sanırım. Hem oraya mecburen pusetle gideceği için puset kavramına da alışmış olur.
İştar'ı oyun grubuna gönderme işi kafamda giderek şekillendi. Bence gelişimsel olarak İştar bu işe hazır.Şu kışı bir atlatalım, haftada 1 kereden başlamak üzere hanımefendiyi yavaştan oyun gruplarına dahil edeceğim. (tabi salonunu  benzer yaş grubundan 3-4 çocuğa tahsis edecek  sevecen bir anneyle yakın zamanda tanışmazsam)
İştar'ın hazır olduğu bir başka konu ise tuvalet eğitimi. Her ne kadar kaka ve çişi şu an ayırt edemese de aşağıda bir yerlerde bir şeylerin döndüğünün gayet farkında. Yılbaşı hediyen hazır bir tanem: bir lazımlık!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder