İştar'ın annesi ve babası olarak süper sakin,yumuşak hatta "vur sırtına al lokmasını" tadında insanlarız. Bırakın şiddeti, birbirimize sesimizi yükselttiğimiz dahi görülmemiştir. Bakıcısı da keza aynen bizim gibi, inanılmaz sakin bir bayan. Ama bizim kızımız maşallah hem bağırıp çağırıyor, hem de tekme tokat girişiyor; resmen şiddet uyguluyor etrafına.
Bana attığı tokatlar genellikle öfke krizleri esnasında oluyor, o anda elde etmek istediği ancak ne istediğini anlayamadığım yada bilerek vermediğim bir şey varsa, bağır bağıra basıyor tokadı suratıma.Acıtıyor da.
Geçenlerde bir şey almaktan ziyade arka tarafındaki oyuncak bölümünde vakit geçirsin diye gittiğimiz Mother care mağazasında 2 yaşlarında bir erkek çocuğuyla ütüyle kim oynayacak kavgası yaptı, sonuç: ütüyü kapan çocuğun suratına okkalı bir tokat!
Neye uğradığını şaşıran çocuk yine de ütüyü vermemekte inat edince, ikinci tokadı da yemesi kaçınılmaz oldu tabi.
Bu hafta sonu da bir arkadaş toplantısında daha eve adımını iki dakika önce atmış 18 aylık bir bebek de İştar'ın Osmanlı tokadından nasibini aldı.
"Merhaba, hoşgeldin.çaaat!"
Nereden öğreniyor, kimden öğreniyor hiç bir fikrim yok. Televizyonda genellikle bebek kanallarını açıyoruz,başka bir kanal açıksa zaten İştar izlemiyor.Kaldı ki biz akşamları televizyon karşısından vakit geçiren bir aile değiliz. Yani televizyonda görmüş olma olasılığı çok düşük. Düzenli olarak gördüğü insanların hiçbiri de -bildiğim kadarıyla- şiddet yanlısı değil.
Bir tek aklıma şu geliyor. Bir gün tesadüfen attığı bir tokada birimiz güldük (dolayısıyla onaylamış olduk bu hareketi) ,İştar hanım da canı ne zaman isterse bu davranışı tekrarlıyor. Ama yine de tokat mevzusu özellikle öfkeli olduğu anlarda gündeme geliyor, yani karşı tarafa ne kadar kızgın olduğunu bildirmenin de bir yolu aynı zamanda. Bir daha ki sefere aynı davranışı tekrarlarsa acaba ona kızıp davranışının ne kadar kötü olduğunu mu anlatmalıyım yoksa görmezden mi gelmeliyim? Osmanlı tokadının durumuna göre bekleyip göreceğiz artık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder