1 Haziran 2016 Çarşamba

2015 Yazı Nasıl Geçti

Temmuz-Ağustos 2015
Yaz Okulu Mevzusu
Bir önceki seneden yeminim vardı, ne olursa olsun bu yaz Çeşme'ye gitmeyecek,kendi başımızın çaresine bakacaktık.Yani bu da İştar'ın tüm yaz anaokuluna gitmesi demek oluyordu doğal olarak!
Mavişehir- Karşıyaka bölgesinde yaz dönemi açık olan düzgün bir anaokulu bulmak cidden çok zor. Aylarca önceden bir sürü okul gezip hiç biri içime sinmeyince çareyi yine Mavişehir bloklarının içinde apartman dairesinden bozma bir başka anaokulunda buldum.Hem eve yakın, hem her şeye evet diyorlar, hem de haftada iki gün yüzme dersi var, Eylül'e kadar da yaz okulu devam ediyor; daha ne isterim!
Gel gör ki okul laubalı, akşamları okuldan alırken öğretmen ağzında sakızla kapıyı açıyor, bir sakız da İştar'ın ağzında.Okul dağınık ve pis..Ama İştar süper eğleniyor, hatta ilk gittiği anaokulundan bile daha mutlu burada!Yüzme derslerine Hilton'a gidiyorlar güya ama minnacık çocuk havuzunda ne öğrendikleri mechul..Amaan boşveriyorum,İştar eğleniyor ve hatta eve dönmek istemiyor, benim için asıl kriter bu! İzmir'de yazın hava koşulları belli; gölgede 40, güneşte 50 derece. Bir önceki yazdan biliyorum ki İzmir'de dışarıda çocuk eylemenin imkanı yok, eh 3 yaşında çocuğa da başka çocuklar gerek..Yazı şehirde geçiriyorsanız en mantıklı çözüm yaz okulu..
Özetle İştar bu yaz harika bir yaz okulu tecrübesi geçirdi, bir dolu yeni arkadaş edindi; 3 yaş, 5 yaş karma sınıflar olunca, büyüklerin gördüğü İngilizceyi gördü, haftada iki kere  yüzme dersi aldı, boneli yüzme kültürüne aşina oldu..
Okul tercihim isabetliydi,bana da her anlamda pratik oldu eyvallah ama ilk gittiği okul,sonra bu okul ve Eylül'den sonra başlayacağı yeni okulu derken İştar'ın kafası bir hayli karıştı.
Ben de yeminimi tuttum; Cumartesileri Çeşme'ye gitsem de koca yaz boyu sadece bir kaç defa kaldım; bir kaç hafta sonu da hamileliğimin elverdiği ölçüde İzmir dışı program yaptık..
Bu yazki düzeneğimiz de böyleydi işte..
İştar'ın Gelişimi - 35- 38 AYLAR
Bütün bir yaz İştar'ın gelişimini takip etmekten ziyade karnımdaki minik bezelyeye odaklandığımdan mütevellit  kızımla doğru dürüst ilgilenemedim.İki çocuklu anne psikolojisi ve büyüğe haksızlık mı ediyorum duygusu daha ikinciye hamileyken başladı. İştar için koca bir yaz boyu tek yaptığım sabahları okula bırakmak, akşamları okuldan almak oldu.Okuldan sonra alışık olduğumuz üzere parkta da hiç takılamadık; saat 17:30'da hava hep 37 derece civarıydı.Direkt eve gelip klimayı açmak ve hemen bir çocuk kanalı ayarlamak hariç kızım için hiç bir şey yapamamak gerçekten çok üzücü.
Fakat yaz okulu konsepti ve karma sınıf İştar'a inanılmaz yaradı. Her gün yeni bir İngilizce şarkı ve yeni kelimeler öğrenip geldi;inanılmaz güzel aktiviteler yaptılar ve bir önceki okulun aksine hiç hastalık geçirmedi.
3 yaş itibariyle artık İştar'la bir yerlere gitmek inanılmaz kolaylaştı; yanımıza aldığımız çantanın ölçüsü giderek küçüldü ve eğlenmek için bir kaç minik oyuncak ve  acil durumlar için tek bir set yedek kıyafet yeterli.Cevat kellevari gezdiğimiz eski günlerimizi düşünecek olursak halimize şükrediyorum resmen.
Bütün yaz kolluklarla yüzdük ve güzel olan tarafı, İştar'a kolluğu taktıktan sonra  havuza yada denize girmeye gerek olmadan kenardan şöylece bir kontrol etmenin yeterli olmasıydı.Bir önceki yaza göre sağa sola deli deli koşturmalar hayli azaldı; yani arkadaşlar 3 yaş gerçekten İştar gibi bir yaramazın bile durulduğu sihirli bir yaşmış!
3 yaş ve okul hayatıyla gelen bir başka güzellik ise en azından bu sene partili- organizasyonlu doğum günü  etkinliği olayını pas geçmekti.Benim için ziyadesiyle stres kaynağı olan bu işi okula götürülen bir pasta ve  bir pinyatayla hallediverdim.Yalnız pasta yeme kısmında çocuklar  öyle bir Auschwitz kampı yemek saati  edasındalardı ki, benim bile gözüm korktu. İştar'ın okulu küçük olduğu için tüm çocuklar tek bir masaya oturdular ve kimseden gık çıkmadan pastalarını yediler,önlerine konan limonataları içtiler.Evdeki şen şakrak İştar okulda resmen kılık değiştiriyor.Görev icabı yenen pastalardan sonraki pinyata seramonisi ortalığı biraz şenlendirdi de neyse ki içinde çocuk olan bir anaokulunda olduğumuzu anladık.
Okul kapanmadan önceki bu çakma doğum gününden sonra 14 Temmuz'da evimize yakın bir balıkçıda çekirdek aile olarak toplandık ve böylece İştar sihirli yaşına adım atmış oldu.
Açıldı açılıyor derken Eylül'ün ikinci haftası geldi ve İştar Pazartesi son kez gittiği Mavişehir'deki küçük anaokulundan büyük beklentilerle yazdırdığım büyük kurumsal anaokulu Beyaz Balon'a Salı günü başladı. Yıllık iznini bile kullanmadan :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder