2 Temmuz 2015 Perşembe

Bu Defa ki Ayrılık Uzun:Çin Seyahati, 09-16 Mayıs

Anne -kız ayrılığı mecburi oldu, fuar için düştüm Çin yollarına..E git gel, indi bindi 1 hafta ayrı kaldım kızımdan. Bol bol öpe öpe anneanneye bıraktım İştar' ı çünkü babası da aynı tarihlere bir seyahat ayarlamayı becermişti.
Whats up sağolsun,her gün İştar' dan fotoğraflar ve videolar aldım, sürekli İştar' dan bahsettim, bol bol özledim..Ama gizliden gizliye de akşamları kesintisiz 8 saat uyku hayalleriyle gittiğim bu bol kokulu ülkede bağımsızlığın tadını da çıkartmadım değil.Kesintisiz uyku maalesef hala benim için hayal, jet lagden değil, İştar'ı çişe kaldırma zorunluluğundan gece 3,5 Allah ne verdiyse uyandım ve yine bölük pörçüktü uykularım.Bir yandan da İştar orada bizimkilere eziyet eder mi diye hep aklımdaydı ama gelen haberler gayet iyiydi.
Tabi hepsi babamın ben endişelenmiyeyim diye kıtır atmasıymış meğer, gelince öğrendim.
Maalesef İştar her gün arıza çıkarmış, annem nerde diye ağlamış..Geceleri çişe kaldırmazsak İştar kesinlikle yatağa yapıyor, eh annem de alışık olmadığı için uyuyakalınca her gece çarşaflar değişmiş haliyle. Daha da beteri, her sabah zorla da olsa belli bir saatte uyanan çocuk, anneannede sabah 10larda ancak kalkabildiği için kahvaltısını okul yerine evde yapmış, tabi geç kalkmasının sebebi de bir önceki akşam gece 12 -1 gibi uyumasıymış..
Diyorum ya İştar zor bir çocuk diye..İştar'ı uyutmak adına özel bir çaba sarf etme, koy salona, gece 3 olsun hala dolanır ortada..Eh bizimkiler de olayı doğal akışına bırakınca İştar gece yarılarına kadar anneanne dede keyfi yapmış. Ben 3 yılda İştar'ın akşam vakti uykusunun geldiğini çok nadir gördüm, o da genelde gündüzleri uyumadığı içindi.İşin yegane ferahlatıcı tarafı İştar'ın tüm gün okulda olması ve annemin o süreçte biraz olsun dinlenebilmesi..
Ben dönmeden 2 gün önce eşim kendi seyahatinden döndü.Akşam İştar'ı anneannesinden devralmaya geldiğinde manzara şuymuş: İştar'ın her tarafı çikolataya bulanmış,ağzında cak cak sakız -eşim İştar'ın sakız çiğnemesinden nefret ediyor-,evin altını üstüne getiriyor.
Oradan beraber babaanneye kalmaya geçmişler -evet benim eşim tek başına çocuk bakamıyor- İştar yine gece yarılarına kadar uyumamış, bir de üstüne babaannesinin misafir yatağına işemiş!Koltuklarda bir oradan bir buraya zıplamış, komşular rahatsız olacaklar diye babaannenin yüreğinin yağları erimiş.
Ben  ertesi gün öğlen gibi İzmir'e vardım, hava alanından dönerken eşimi arayıp nerede olduklarını sordum. İştar benimle konuşulduğunu anlamış.Ben de annemle konuşmak istiyorum demiş.Eşim telefonu uzattı,İştar " anne?" dedi, ben " güzel kızım ben geldim" dedim ve İştar başladı ağlamaya.."anneeeee,aneeeeee"...Sanki yıllardır görüşmüyoruz, ben onu kötü insanların ellerine terk etmişim gibi, acıklı acıklı..
Babaannesine vardığımda koşarak sarıldı bana ve ilk sorusu şu oldu: "seni çok özledim annecim ,nerelerdeydin sen?"
Valizimde kısıtlı zamanda aldığım bir dolu hediyesi vardı ama İştar' ın o an istediği sadece annesinin kokusuydu galiba..
İştar seyahat dönüşü yaklaşık 1 hafta kadar beni bir gölge gibi takip etti, anneee diye seslenip yanıt alamazsa ağladı;baya baya post travmatik sendrom yaşadı.
Valla ne diyeyim, büyük konuşmak istemem ama yeterli olgunluğa gelmeden keyfe keder tatiller için çouğumu başkasına emanet edip gideceğimi hiç sanmıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder